Home Ballina Şafak Çelik

Şafak Çelik

2863
0

He was born in Istanbul (1979) and lives in there. He works in a logictics company. His publications include poems, stories and essays. His works were published in Karabatak, Karagöz and Ücra such are national journals in Turkey. His first poem book named “İlk Değilim Üstelik” was published in 2014 and second poem book named “Kuş Adımı” was published in 2016.

NOKTA

nokta

sonsuz sayıda noktanın birleşmesiyle oluşuyor çizgi. bir hat oluşturuyor.
noktanın bir boyutu yok ama çizgi ölçülebiliyor.
çizgi bizi sınırlar ama nokta aşılabilir mi. yarı çap

makasçı değiştir yönünü
krematoryumda bir kelebek
beni genç yüzümle kabul edersiniz
kaç makas değiştirmiş
her güne bir kanat
kelebekten arta kalmış desen

biz eski bir üşümek biliriz
bir kalkış notası
bir ateş yalazı
anlaşılan insan kendiyle imtihan olmuyor
yetmiyor kendine affı için bile
omzumda kelebek tabutu
ne de ağır
bir günün eylemi
sözü
ne ağır
çıplak insan eti
farksız diğerinden
sabah son yıldızı uyuttu

nokta

bir benek hemen herhangi bir yerde oluşabilecek.
nizami olması gerekmiyor. bu yüzden yarıçapından söz edilebilir mi.
tam bir daire olduğunu da ispatlayamayız.
öyle olsa bir merkezi olması gerekmez mi

büyüyor nokta
elbisemde delik
çocuk parmakları büyütürken
yutuyor etimi alıştığım
dünya. yeni bir bahçe açılan kapı

kara bir gölge kadar ağır
gecede sulara batan
kara gölge sessiz
gece de olsa kuşlar
yitirmez yönünü
her nokta yerinde
biliyor eksilmiyor çizgi

bakıp geçtiğimiz kalabalıklar
bakıp unuttuğumuz nokta

nokta

noktanın yarı çapı. kendinden olanla büyüyor.
her damla büyütüyor kendini.

insan kendinden konuşur en çok
kendiyle kıyaslar bir yaprağı
nasıl da yeşil. hayat
dolu. kopup düşse yeniden
doğmaya gebe

karla kıyaslıyor mesela
ben beyaz. soğuk ve dayanıksız
varamayacak başka bir kışa

kıyaslıyor bir kuşla
ben uçarı. gökte adım adım
dönüşsüz. varılacak menzile
büyüye büyüye
toplayıp taşları
hangi yapının hazırlığı

belki kıyas. haklı çıkmak için
hatanın mazereti. affa
bir tutamak. belki…

yoksa yorgun bir kar
yalnızca düşen kar sesi

Şafak ÇELİK

POINT

point

line is formed with the unite of infinite number of points.
It creates a link.
A point does not have a dimension but a line can be measured.
A line limits us but can a point surpassed? radius

change your direction switchman
a butterfly in a crematorium
you may accept me with my young face
how many times he switched
a wing for each day
the pattern left behind by the butterfly

we know an old getting cold
a starting note
a fire flame
obvious that man does not judge himself
he is not enough for even his own mercy
a butterfly coffin on my shoulder
how heavy
an action of a day
a word
how heavy
naked human body
indistinguishable from another
the morning put the last star to sleep

point

a spot that may appear anywhere suddenly.
It does not have to be right.
Therefore, is it possible to mention about its radius?
We cannot prove that it is circle.
If so, does not it have to have a centre?

the point is getting bigger
a hole on my cloth
while kids’ fingers enlarge it
the world that I got used to is swallowing my flesh
the opened door is a new garden

the dark shade sinking at night is as heavy as a dark shade
birds do not lose
their direction
even at a silent night
the line knows
that every point is on its right place
and they do not disappear.

glancing at the crowds
glancing but forgetting the point

point

the radius of the point.
it is getting bigger with the one from its own.
each drop enlarges itself.

a man talks of himself most and
compares himself with a leaf
how green it is. full of life.
if it fall on the ground it is ready to
be reborn

comparing with snow for instance
I am white. he is not going to survive
without (indurable)

comparing with a bird
I am crazy. a one-way step by step.
getting bigger and bigger
toward the range by gathering stones
for what construction is
this preparation for

maybe comparison. an excuse
to be right. a grip to forgiveness.
maybe…

unless a tired snow
only the sound of snow falling

Şafak ÇELİK

Translated by Mehmet ASMALI and Ufuk CELIK

KIŞ KORKUSU

gözlerinizle yağıyor kar
bu yüzyılda
balaban bir kışı indiriyor
ellerinizle
karla belli geçmeyecek ama
kar sesiyle dolu
dondurup kavanozlarda
yetişir bahara.

bir hatayı söyledim
bir hatayla değil
bir hata değil söylediğim
bir hatayı
yapılmış ve
her gün tekrarlanmakta
olan bir hatayı
söyledim çünkü
hatayla çıkıldı bahçeden
bizi kışa erdiren

sonra: tövbe

afla geçilir kıştan
bir affın gölgesinde
yeni bahçeler inşa edilmiş
beklediğimiz bahçelere afla girilir
baştan yapılmalı kışta
belki daha ilk
olana eklenmeli afla
ilk bahçeden çıkanlara

cümbüş bekleyen çocuklar pencerelerde
donmuş resimleri gelecek günlerin
korkulu geceyle yüklü kıştı
gittikçe koyu gittikçe kara
bir uzak ay bakarlardı
yetirip düşlerine
çocuklar pencerelerde
buz üstünde gözleri

ara: güzelleme

kışta sakladı
kar ki ihsan gökten
öldürüp yeniden doğurtacak
yağdıkça su
sızıp dolaşımına
ihsan
damarlarında
derin bir soluk bırakıp
asılı buğu
bu bahçeye de kış gelecek
sığınmalı kuşlar
yahut göç fakat uzak bahçeler
derin bir soluk
bu bahçede öldürüp tohumu
gömüp katı toprağa
yeşertmezse yeniden
bilmeyiz hangi eve açılır bu
metruk bir virane
yahut bir köşk
yeşertmezse tohumu yeniden
yitecek değil miyiz

öte: korku

yazdan yetiştirip
sarktı kışa
kıştan kalan büyük cezaların
müreffeh serinliği
kışta gördük ezayı şükür
böyle geçilirse karla
yazık bitecek yaz bitti yaz
geçilecek ve yine kış
ölüp doğulacak
ölüp doğulacak
ve yine kış
kar.

Şafak ÇELİK

WINTER FEAR

snowing with your eyes
in this century
a huge winter is coming down
with your hands
it is obvious that it will not be over just with snow but
freezing hail in jar
with the sound of snow
will grow up in spring

I told a mistake
Not by mistake
What I told was not a mistake
I told a mistake
done and
repeated everyday
Because they left the garden
with a mistake
that took us to winter

then: penitence

it is possible to survive from winter through mercy
new yards were constructed under the shadow of a mercy
it is possible to enter into the gardens
that we wait for with a mercy
it should be done in winter
maybe it is better
to join the ones
who left the garden first with a mercy

Kids expecting fun are behind the windows
frozen pictures of the future days
it was a winter with full of frightening nights
getting darker and darker
they were looking at the moon
far away in their dreams
kids are behind
the windows with their eyes on the ice.

middle section: beautification

kept in winter
snow bestowed from the sky
may kill and recreate
as it rains,
water will leak in existence
beneficence
leaving a deep breath
in vessels.
Hung steam,
winter will come in this garden too
birds should shelter or migrate
but gardens are far away
deep breath
unless he kills the seed in this garden
and buries it in solid sand
and makes it green again
we can’t know to
which home this derelict old home
or a mansion opens
if he doesn’t make the seed green again
wouldn’t we wither away

more: fear

prosperous freshness of penalties
from winter is postponed to winter
even though it was grown up in summer
thanks god we saw sorrow in winter
if we spend the winter in this way
what a pity the summer ends
the summer will be over and again winter
we will die and be born
we will die and be born
and again winter
snow.

Şafak ÇELİK

Translated by Mehmet ASMALI and Ufuk CELIK

CAMEKANDA ADEM

cam kuyuda bir yalvaç uzanmış göğe
hükmedemediği eti çoğalıyor. çoğalıyor
eti yiyebilirsiniz. uzun bir soluk
maden ocaklarının ağzından göğe
her kuyu daha içe. düştüm
içteyim tutamak aramak boşuna
dipte bir renk tayfının ortasında
ne çok beyaz. körlüyor gözlerimi

düştüm ilk değilim üstelik
arayan yok biliniyor yerim
dağılacak bulut bir rüzgar bekliyor
görevli. eli ağzında nefesini tutmuş
tiz bir ses. açılacak bahçe kapısı
dipteyim elimde sabır

plastik bir dal çeperde
konan kuş ne tatlı hayal
camekana doluyor kuşlar. birbirini soluyan
bir kuş. nefesini tutmuş
bırak. avucumda ılık sular

ben İsa değilim ayağımda çivi
yok göklerden de çağırılmadım
çıkamam bu kuyudan çiviliyim
paçamdan tutuyor kızım omuzuma tırmanan
şevkle taşıyorum haçımı
parmakları saçlarımı karıştıran

onduramam kimseyi ölüler uzak benden
ironik bir son işte birdenbire ölüvermem

Şafak ÇELİK

ADAM IN THE SHOWCASE

a prophet is lying on the sky in a glass well
his flesh that he cannot rein is growing.
you may eat it. a long breath
from adit to the sky,
each well into a deeper one. I fell
I am in it is meaningless to search for
and handle in the middle of a deep chromatic spectrum
not so white making my eyes blind

I fell and I am not the first one
No one looks for but they know where I am
The cloud is waiting for a wind in charge to spread it out
Shrill with his hand on his mouth with bated breath
The garden door will be opened
I am in deep patience in my hand

What a sweet dream involving bird
settled on a plastic branch
Birds are coming in the showcase. A bird berating each other.
Waiting with bated breath,
let it go. Warm water in my palm

I am not Jesus with a nail on my foot
No I have not been invited from the sky
I cannot leave this well, nailed here
my daughter is holding my trouser cuff
I am carrying my cross with an enthusiasm
climbing up on my shoulder her fingers that are mixing my hair.

I cannot ameliorate anyone dead people are far away from me
it is an ironic end that I suddenly die

Şafak ÇELİK

Translated by Mehmet ASMALI and Ufuk CELIK

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here